Dün gece örüklerimi çözdüm birer birer.
Dedemin sözü geldi aklıma "yılanın başını küçükken ezeceksin "
bilemedim. Sahi büyüdüm mü ben?
Medusanin saçları gibiydi, her bir örüğe girmiş tısliyorlar.
İlk senden başladım, Ganime teyze, sahi kadın mıydın sen? Sorgulamadan, yargılamadan ne çok sinmişsin sinsice. İki tırnağımın arasından kayarken bit gibi ezemedim bir türlü. Şemsiyeyi kaptım arasına sıkıştırıp denedim kayıverdin gizlice. Toprağın üstünde kıvrılırken direni kavradım, sapladım. Kanın toprağa karışırken dilini çıkaramadın bile,ilk örüğüm de düşüverdi böylece.
Fitnat, iki başlı oynak yılan fitne fücur kaynatan. Bir öyle bir böyle ne olduğu anlaşılamayan. Tam orta yerinden midenden yakaladım seni örgü şişini geçiriverdim. Safran boşalana kadar kıvranıp durdun. Şişe dolanmış bir başın diğeri boşluk ta çatallı dillerinin, tıslayacak hali kalmadı. Örüğüm düşüverdi.
Gülbeyaza geldi sıra. Masum yeşil mantolu
kırmızı düğmeli sıkbaşlı ferfecir bakışlı teyze. Çok uğraşmadan iki tırnağımın
arasında çıtlattım, dilini cıkaramadan bileğime dolandın sadece seninle
birlikte üçüncü örüğüm de düşüverdi.
Nurten teyze pembe masum,şeffaf narin yılanım
pek bir tatlı dillidir. Isırdığını hissetmezsin bile şifadır dersin. Dört
çatallı dili buzdolabı poşetinin içinde havasızlıktan kuruyuverdi. Masumca çöp
tenekesine atarken düştü örüğüm.
Güler teyze kekleri sardunya kokan dilsizim. Varlığını acıyla hissettiğim acısı sinmiş saç diplerime sirke olmuş hissettirmeden sahi seni ne yapsam? Küçük zararsız yeşil yılanım, incecik boğazından tutup sıktım. Sıcak yeşildi kanın parmaklarımın arasından akarken. ince örüğüm gözyaşımı da silip öylece düştü.
Fikriye teyze zavallılık hikayelerinin baş
kahramanı renkli yanar döner dört çatal dillim. Ne çok yavrunun vardı senin.
Fitne fucurunla ne çok canımı yakmışsın bilemedim. Dört diline dört toplu iğne
batırıp masaya mıhladım seni. Kıvranıp durdun. Her kıvranışında makasla
parçaladım. Dört parçanı da gazete kağıdına sarıp kuyuya attım. Altıncı örüğüm
de düştü böylece.
Berna teyze şahmaranım, ne çok zehirlenmişim. Bilemedim topuzum yedi düğümlü örüğüm. Yedi başlı sahmaranım, iyilik,yardım, acıma, güç,bıkkınlık, öfke,sevgi. Her biri ayrı ayrı tıslayan başlarını çuvaldızla iğneledim. Geyşaya dönmüş bir haldeyken her bir başından akan Gökkuşağının yedi rengiydi. Seninle işim bittiğinde kendi renklerime döndüm.'Yedinci örüğüm düşerken sendeledim. Aynaya baktım, ben artık bendim. Medusa'nın saçlarından kurtulmuştum.
Fildişi saç fırçasını alıp
okşayarak, parlayan saçlarımı fırçaladım.
Nurten Yurt
Bu yazuı ne kadar katmanlı , her paragrafta ne çok şey anlatıyor. Usta işi olmuş ellerine sağlık
YanıtlaSil