Örüklerim -Nurten Yurt

 


Dün gece örüklerimi çözdüm birer birer. Dedemin sözü geldi aklıma "yılanın başını küçükken ezeceksin " bilemedim. Sahi büyüdüm mü ben?

Medusanin saçları gibiydi, her bir örüğe girmiş tısliyorlar.

İlk senden başladım, Ganime teyze, sahi kadın mıydın sen? Sorgulamadan, yargılamadan ne çok sinmişsin sinsice. İki tırnağımın arasından kayarken bit gibi ezemedim bir türlü. Şemsiyeyi kaptım arasına sıkıştırıp denedim kayıverdin gizlice. Toprağın üstünde kıvrılırken direni kavradım, sapladım. Kanın toprağa karışırken dilini çıkaramadın bile,ilk örüğüm de düşüverdi böylece.

Fitnat, iki başlı oynak yılan fitne fücur kaynatan. Bir öyle bir böyle ne olduğu anlaşılamayan. Tam orta yerinden midenden yakaladım seni örgü şişini geçiriverdim. Safran boşalana kadar kıvranıp durdun. Şişe dolanmış bir başın diğeri boşluk ta çatallı dillerinin, tıslayacak hali kalmadı. Örüğüm düşüverdi.

Gülbeyaza geldi sıra. Masum yeşil mantolu kırmızı düğmeli sıkbaşlı ferfecir bakışlı teyze. Çok uğraşmadan iki tırnağımın arasında çıtlattım, dilini cıkaramadan bileğime dolandın sadece seninle birlikte üçüncü örüğüm de düşüverdi.

Nurten teyze pembe masum,şeffaf narin yılanım pek bir tatlı dillidir. Isırdığını hissetmezsin bile şifadır dersin. Dört çatallı dili buzdolabı poşetinin içinde havasızlıktan kuruyuverdi. Masumca çöp tenekesine atarken düştü örüğüm. 

Güler teyze kekleri sardunya kokan dilsizim. Varlığını acıyla hissettiğim acısı sinmiş saç diplerime sirke olmuş hissettirmeden sahi seni ne yapsam? Küçük zararsız yeşil yılanım, incecik boğazından tutup sıktım. Sıcak yeşildi kanın parmaklarımın arasından akarken. ince örüğüm gözyaşımı da silip öylece düştü.

Fikriye teyze zavallılık hikayelerinin baş kahramanı renkli yanar döner dört çatal dillim. Ne çok yavrunun vardı senin. Fitne fucurunla ne çok canımı yakmışsın bilemedim. Dört diline dört toplu iğne batırıp masaya mıhladım seni. Kıvranıp durdun. Her kıvranışında makasla parçaladım. Dört parçanı da gazete kağıdına sarıp kuyuya attım. Altıncı örüğüm de düştü böylece.

Berna teyze şahmaranım, ne çok zehirlenmişim. Bilemedim topuzum yedi düğümlü örüğüm. Yedi başlı sahmaranım, iyilik,yardım, acıma, güç,bıkkınlık, öfke,sevgi. Her biri ayrı ayrı tıslayan başlarını çuvaldızla iğneledim. Geyşaya dönmüş bir haldeyken her bir başından akan Gökkuşağının yedi rengiydi. Seninle işim bittiğinde kendi renklerime döndüm.'Yedinci örüğüm düşerken sendeledim. Aynaya baktım, ben artık bendim. Medusa'nın saçlarından kurtulmuştum.

Fildişi saç fırçasını alıp okşayarak, parlayan saçlarımı fırçaladım.

 

Nurten Yurt

 

 

Yorumlar

  1. Bu yazuı ne kadar katmanlı , her paragrafta ne çok şey anlatıyor. Usta işi olmuş ellerine sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder