Nedir Bu Çilemiz Kızım ! - Işın Güner Tuzcular



Uzun zamandır Pazara gitmemiştim, genelde marketlerden, manavdan ve köşe başına gelen kamyondan meyva, sebze alıyorum. Ama herşey o kadar pahalı ki pazara da bir bakmak gerek diye düşündüm. Hava da nasıl kapalı, rüzgar var, martılar çığlık ata ata geçiyorlar, fırtına çıkacak diye korkuyorum.  Zoom toplantımız yeni bitmiş, bir öykü, bir de yazı var son editi yapılıp pazartesi 14’e yollanacak, Manifest dizisine başlamışım çok da ilginç. Evde kal evde kal diyor içimdeki o ses…

Herşeye ramen kalkıp, giyinip, şemsiyemi de sırt çantama atıp çıkıyorum.  Kapıya kapatırken çığlık çığlığa martı son sürat denize doğru gidiyor… Ne var acaba? Deniz yakın ama görmek için karşı sokaktan ilerleyip, merdivenlere gitmek gerek, pazarın ters istikameti.

 Pazara gitmeye karar veriyorum. Ne kadar kasvetli bir Pazar! Eski cıvıl cıvıl hali yok, çok mal da yok. Tezgahlar yarım dolu, pazarcı suskun suskun oturuyor, bağrış çağrış sebze meyve satarlardı eskiden, şarkılar, birbilerine takılmalar. Şimdi süklüm püklüm oturuyorlar.

Pazarı gezenler de asık suratlı tamam anladık motorin ama bu kadar da olamaz ki diyor yaşlı bir kadın. Pazarcı genç çocuk boynunu büküyor.

Bir tezgahta naneler, dereotları, marullar nasıl yeşil nasıl güzel ama fiyat yok, korkuyorum fiyat sormaya…

Şeftali 30 lira, vişne 50, ayşekadın 60 fena değil alsam mı? Her yerde incir var, 50 TL ama sevmem…

Şöyle bir dolandım pazarda, içim sıkıldı, canım bir şey almak istemedi.

Eve dönerken önümdeki iki torba eşya almış kadın arkadaşına rasladı, durdu yanlarından geçerken

Nedir bu bizim çilemiz kızım ya diyordu…

Deniz tarafından yürüyorum ama martılar susmuş. Hava hala karanlık…

Migros’a girdim, oraya da ne zamandır gitmiyorum, internetten alışveriş yapıyorum genelde. Migros’da eski canlılığında değil ama pazardan iyi durumda. Şeftali 34 lira, evin yanı, aldım.  İki üç parça birşey daha alıp, eve döndüm.

İçim hala sıkılıyor… Hava da kapalı…

Nedir bu çilemiz kızım…

 

 

Yorumlar

Yorum Gönder