Ev Kızı Tefrikası- Nasıl Turşu Oldum? Bölüm: 9 *****Aşık Oldum***** Zeynep Pınarbaşı


 

Cam kenarında bekliyorum. Bugün de geçecek mi? Yenilerde açılan benim görmeye hiç vâkıf olamadığım polikliniğe gelen doktormuş. Pratisyen hekimmiş diyor Kısa Meral, gece nöbetlere kalıyormuş. Uzmanlığını ele almadan kızlardan birini baş göz etmeli bununla güzel çocuk diye ekliyor. Kadın doğuştan çöpçatan, bekar kimi görse parmağına yüzüğü takmadan rahat nefes alamıyor.



Nöbet çıkışına denk geliyorum, bitkin geçiyor sokaktan. Onu ilk gördüğümde benim gibi hayata küsmüş bezgin biri diye düşünmüştüm. Meğer gecenin yorgunluğuyla geçiyormuş. Haftalar sonra göz göze geldik. Beni fark etti mi bilmiyorum. Kısa Meral’den doktor olduğunu öğrenince onu görmenin yollarını aradım hep. Her ne kadar hapsolsam da doktora götürülebiliyordum. Tek çare gece acile gidecek kadar kötü olmam gerekliydi. Yüzlerce hastanın içinde beni bir kez görmekle ne kadar aklına kazıyabilirdi bilmiyorum ama en azından ben onu daha yakından görebilecektim.

Bir süre hastalanmayı bekledim. Ne şekilde numara yapabileceğimi bilmiyordum. Geçmiş günlerde numara yapma hakkımı kullanmıştım. Artık bizimkiler de bu konuda uzmanlaşmıştı. Belki durumu Meral ablaya anlatsam bana yardımcı olabilirdi. Ama onun da ruhunda sonu evliliğe varan organizasyonlar yüklü olduğundan direk olayı isteme evresine getireceği için söylemekten korkuyordum. Beni istemesi büyük bir hayal kırıklığı olabilirdi. Onu görme, görünce heyecanlanma, hayal kurma özgürlüğüm elimden alınsın istemiyordum.

Bir süre bu durumu unutmak istedim. Sabahları onun geçişini perde arkasından izledim. Belki balkona çıksaydım ya da camdan bir şeyler silkeliyor gibi yapsaydım bir süre sonra dikkatini çekebilirdim. Peki bu bakışmalar nereye kadar sürecekti? Gizli saklı izlemeye devam ettim. Kısa Meral doktor beyin ağzını yoklamış, uzmanlığını almadan evlenmek istemediğini öğrenmişti. Ya o arada âşık olursa? Ben aklımdan geçirirken Işıl dilinden döküverdi. Belli ki onun da ilgisini çekmişti.  Gözü mühürlenmiş onun kimseye baktığı yok, dedi Meral çoktan oğlanı göz hapsine almıştı.

Mühürlüyse bakışları ben de içim rahat aklımın köşesinde tutabilirdim. Belki bir gün ben özgür olurdum onun da mührü düşüverirdi. Aklımdan çıkarmak için kendimi dikişe verdim. Bahara girmiştik, insanlar sokaklara dökülmüş güneşin ve özgürlüğün tadını çıkarıyordu. Düğünü yaklaşan genç kızlarda son kalan çeyiz parçalarının telaşına düşmüştü. Doktorumun yolunu gözlerken içime bir sıkıntı düştü, geçmeyecek diye düşündüm. Geçti ama yanında gülüp eğlendiği arkadaşlarıyla. Gülerken de çok güzeldi. Ağız dolusu gülüşü acaba yanındaki kızlardan biri için miydi? Bir kız bir oğlan el ele tutuşmuş giderken diğer kızların akıbeti belli değildi. Sabahları yorgun mahzun giden adam gitti; gülen, dünyadan tüm güzellikleri almış bir adam geçmeye başladı. Kesin âşık olmuştu. Tüm umutlarım suya düştü. Gündüz ev işlerine, kalan tüm vakitlerde kendimi çeyiz dikişlerine verdim. Her parçaya biraz daha sinirle yükleniyor benim olmadığı için kızgınlıkla dikişleri çekiyordum. Hızla bitiyorlardı. Bunları da bitirince çeyiz işi almayacaktım. Her dikiş yalnızlığıma atılan düğüm oluyordu.

Yorgunluk ve uykusuzluğa dayanamayan bedenim bir akşam iflas etti. Elimde çay tepsisi salona yığıldım. Kafamı sehpaya vururken kırılan cam bardaklar küçük kesikler hatıra bıraktı. Acile gitmenin vakti gelmişti. Gözlerimi açtığımda kıvırcık saçlım bana bakıyordu. Sonsuza kadar bakışabilirdik. Hatta oradan çıkıp bir sahil kenarında geçmişimizi unutup yarına varacak birlikteliğimizi konuşabilirdik. Ya da güneşin altında susabilirdik. Denize bakarken ruhumuzu konuşturur bedenlerimizi dinlendirir. Uzun bir ömür için yeminler edebilirdik. Ama bakışmaların sonunda kısacak konuştuk.

Nasılsınız Jeyan Hanım?

Bilmem.

Sabaha kadar hastanede kalacaktım. Belki konuşmak için bir fırsatım olurdu. Olmadı. Annemin umursamazlığı, babamın neredeyse hasta olduğum için beni dövecek kadar sinirli olması. Kardeşimin sırf doktoru görmek için bir ton makyajla yanımda numara yapması adamın dikkatini çekmiş olacak ki Sizi birkaç hafta takip etmem gerekli, dedi. Acil doktorları neden takip edecekti ki? Uzmanına yollar başından savardı. Neyse ki bizimkilerin aklından bu sorular geçmemiş olacak ki babam sinirle, tamam, dedi. Bir hafta sonra neden çağırıldığımı anladım. Ailemden şüphelenmişti. Onların bana kötü davrandığını düşünmüş eğer yardım istersem polisi haberdar edebileceğini söylemişti. Bu kadar mı kötü ve aciz görünmüştüm gözüne. Dışardan insanlar benim zavallılığımı anlayabiliyordu demek ki. Halbuki hayata tutunmak için çok çabalıyordum. Kitaplar, dikiş, filmler hatta bazen gizli gizli bile olsa online konuştuğum birkaç arkadaşım olmuştu. Dünyam bina ve bahçenin içi kadardı ama aslında içinde bambaşka bir gezegen saklıydı. O güne kadar öyle olduğunu sanıyordum. Küçük Prens’in yılanına ihtiyacım varmış meğer. Kimse acıdığı birine âşık olmazdı. Dik durdum ve hayır, dedim. Ailem iyidir. Haftaya yeniden gel, dedi. Bu birkaç hafta sürdü. Artık yaşamak istemiyordum. Her gidişim biraz daha acizlik sergiliyordu. Gitmezsem polise söyler mi diye korkuyordum. Sonunda pes etti. Bana e-posta adresini verdi. Arada yazıp durum bildirmemi istedi. Yazmayacaktım. İyiyim doktor bey gerek yok. Ailem de iyidir beni sever diyerek kestirip attım. Çok sinirliydim. Artık benim için bir umut değil kızgınlıktı o.



Birkaç gün sonra onu yine gördüm. Tek başına hüzünlü adam olarak geçti kapımızdan. Ona gerçek Jeyan’ı göstermem gerekti. Başka bir isimle onu Msn’e ekledim. Cevap vermesi, benimle sohbete başlaması biraz zaman aldı. Bir sene boyunca konuştuk. Fotoğrafımı istese de inatla yollamadım. Buna rağmen benimle evlilik hayalleri kuruyordu. Aslında kendi dünyasında onun da yalnız olduğunu o yazışmalarda anladım. Çaresizlik içinde büyümüş, kendinden daha çaresiz birinin yanında daha güçlü olacağını hissederek bana sarılmıştı. Bu düşüncelerle bir de sanal aşkın evliliği nereye gider sonu ne olabilir. Beni evlendirmezler, ben hapis bir insanım, aslında tam da senin acıdığın gibiydim, diyemiyordum. Düşüncesi bile umut oluyordu. Daha fazla uzatmadan ona gerçeği açıkladım. Bana hiç kızmadı. Küsmedi. Alınmadı sanki biliyor gibi kabul etti. Benimle kaçmak için planlar bile yaptı.



Ben evden kaçamadım. Onun inancına ortak olamadım. Sadece hayallerimle yaşıyorum. Belki bedenim de ruhum gibi özgürlüğüne kavuşursa bir gün yeniden biz olabiliriz. Şimdi sadece hayallerimde.





Yorumlar

  1. Kaçsınlar bence bir an önce... :))))))))))))

    YanıtlaSil
  2. Aşk nelere kâdir değil mi? 😃🙃👏👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, savunmasız güzel bir duyguya ihtiyacı vardı 😁

      Sil
  3. Çok tatlı yazmışsın Zeynepciğim. Siz de çok tatlısınız.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder