Üstüm başım kan revan aklım çürüyordu adımlarımın arasında
Senin beni terk ettiğin günlere denk geldi etlerimin lime lime
oluşu
Yaşama sevincimi kaybettim, hayatımın aşkı terk etti,
umudum kalmadı diyordum herkese
İçim çürüyordu pis nefeslerin, kem gözlerin, umutsuz
canlıların gözü önünde
Aslında sana sığınmıştım yaşama dair umutlarımı kovalarken
Sen gittiğinde anladım aslında bir iskelet, çarpık bir deri içinde cansızca atan kalple beraber kaldığımı
Toz pembe bulutumdun sen
Parasızlığın, yaşamsızlığın içinde
Peşinden bakarken anlamadım, yokluğuna içerken anlamadım,
Sokağa çıkınca anladım yaşamın aslında nasıl da ayaklarıma
dolandığını
İnsanlar umutsuz, ağlamaklı gözler, bir deri bir kemik
bedenleriyle geziyordu sokaklarda
Avuçlarındaki paranın toz olup yok olmasını izliyorlardı
kas katı bedenleriyle
Ağızlarına attıkları bir lokmanın içine dürüm yaparken
yarınki nefeslerini belki de son nefeslerini veriyorlardı bu boktan dünyanın
içine
Bir lokma daha karbondioksit çekmeliydim, bir yudum daha
alkol
Ne param vardı ne sen
Hayata terk edilmiştim, kara toprak misali üstüme çöken
zengin yaşamların şaşalı resimleri beni yaşadığıma inandıran billboardlar daha
çok üstüme geliyordu
Garson oldum senden sonra
Ucuz bir içkili lokantanın kenarında seni düşlüyordum
servis yaparken
Gizlice kalan rakılara ekmek banıyordum kafam dumanlansın
diye
Sen gelmiyordun, toz pembe bulutumdum sana sığınmıştım
Şaraplara sığındım, yaşam örseledi beni
Çürüyen demir sahte paraların pasında boğuldum
Yokluk yok etti beni, sen gelmedin, toz pembe bulutlar
dağılırken anladım
Aslında hep karanlıktın, hep yokluk
Son bir kez ekmek bandım rakıya, ciğerlerimi ateşe verdim.
Bulutlar çöktü meyhanenin üstüne asit yağdı
Dünyada eridi benimle
Sen cehennem zebanilerinin mezesiydin artık kara bulutların
üstünde
Parasızlık yok etti beni, sen hiç yoktun, zengin ceplerin
içinde bozuk bir gavur parasıydın
Dilek kuyusunda yok oldun.
Yorumlar
Yorum Gönder