O gün annemle, teyzem bir mezarlık ziyaretine gitmeye
niyetlendiler. ‘’Ben de gelsem?’’ dedim. ‘’Tamam’’ dedi annem ‘’Sen de gel …’’
Nereye gideceğimiz hakkında bir fikrim yoktu ama annem ve
teyzemle beraber evin dışında gezilecekti işte… Hemen koşup en sevdiğim
kıyafetimi, beyaz zemin üzerinde rengarenk küçük çiçekler bulunan eteğimi ve
beyaz bluzumu giydim.
Üçümüz birlikte taksiye bindik. Teyzem şoföre ‘’Karşıyaka
mezarlığı’’ diye talimat verdi. Yolda bir çiçekçi gördük ve şoföre durmasını
söyledik. Annemle, teyzem çok güzel pembe güller aldılar.
Kısa bir süre sonra teyzemin verdiği adrese gelmiş
olmalıydık ki, taksi durdu. Adama parasını verip yolladılar. Önümde çok güzel
bir yol uzanıyordu. Yol eski usul kare taşlardan yapılmıştı. Yolun iki tarafında
çok güzel ağaçlar ve çiçekler uzanıyordu. Çok geniş ve ferah yürünen yolun
sonunda beyaz mermer sütunları olan heybetli bir eve geldik. Evin önünde 4 adet
mermer sütun vardı. Mermer sütunların arkasında yarı açık, şık siyah bir kapı
vardı.
Biz eve yaklaşırken, kapıdan genç ve zarif bir hanım çıktı.
Bana doğru geldi. ‘’Hoş geldin’’ dedi. Pembe gülleri ona uzattım. Gülümsedi… ’’En
sevdiğim’’ dedi. ‘’Gel bunları vazoya koyalım.’’ Birlikte evin içine girdik. Cam
masanın üzerindeki siyah vazoya, gülleri yerleştirdi. Kadının zarifliğine
bayılmıştım. Girişte sol tarafta şık bir duvar aynası vardı.
‘’Ben de sık sık evdeki aynaya bakıyorum. Orada kendimi
güzel buluyorum’’ dedim. ‘’Sen de mi sık bakıyorsun?’’
’’Evet ‘’ dedi ‘’Ama ben, bazen aynaya bakarken ağlıyorum.’’
‘’Bazen ben de hüzünlenirim sebepsiz yere… Annemle babam işe
giderler. Çoğu kez kendimi yalnız hissederim.’’
‘’Ben de yalnızım burada’’ Ama benim için üzülme hep
ağlamıyorum… Sadece bazen…’’ Hadi’’ dedi güzel, genç kız ‘’Artık gidiyorsunuz…
Seni çok sevdim. Annene selam söyle!’’ Yine gel olur mu?’’
O böyle der demez, annemle teyzem aklıma geldi. Herhalde
evin diğer odasındaydılar. Odaya doğru ilerledim. Teyzemin dirseği yanağıma
çarptı ‘’ Ayyy… ‘’ dedi ‘’ Sen, arkamda mıydın? Görmedim, bak gülleri ektim.
Hadi birlikte sulayalım.’’ Toprağın üzerine dikilmiş pembe güllere su verdik.
Diğer mezarların arasından ilerleyerek, çıkış kapısına doğru
giderken… Anneme ‘’ Ne kadar sevindi Türkan teyzem ona misafirliğe gittiğimiz
için değil mi?’’ dedim.
‘’Herhalde’’ dedi annem dalgın dalgın…
‘’Aaaa, herhaldesi mi var? Bizi mermer sütunlu evinde misafir
ettiğinde söyledi ya, çok sevinmiş hem geldiğimize, hem de en sevdiği çiçekleri
getirdiğimize… Sonra beraber pembe gülleri siyah vazoya yerleştirdik…’’ ‘’Hani
duvarda ayna vardı…’’
Annem telaş içinde sözümü kesti ‘’Daha neler… Yok, öyle bir
şey!’’ ‘’Biz çiçekleri dikip, dua ederken sen uyuyakaldın besbelli… Rüya
görmüşsün…’’
Uyumamıştım, ama ısrar edersem belli ki annem kabul etmeyecek,
kızacaktı. Sesimi kestim… Biraz kısık bir sesle sordu ‘’Rüyanda başka neler
oldu?’’
Küsmüştüm artık… ‘’Bir şey yok sana selam söyledi ‘’ deyip,
ağzımı kapadım.
Gözlerinden yaş mı geliyordu? Ya, annem de böyleydi işte, hem uyudum diye bana iftira
ediyordu hem de ağlayan o oluyordu…
Gelen taksiye bindiğimde canım iyice sıkılmıştı. Dönüş
yolunda hiç konuşmadım…
Çok etkiletici, özellikle ayna, aynaya bakmak, güzün... eline sağlık
YanıtlaSilBeğendiğine çok sevindim...
SilEline sağlık. Oradaki ruhların dilsiz olmadığını ne güzel anlatmışsın
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ederim...
Sil