Sabah erken kalktı, heyecanlıydı, kravatını bir kaç kez yeniden bağladı, kusursuz olduğuna inanınca sırtını dikleştirip dudaklarını hafifçe gerdi, tam aynaya bir Clark çejecekti ki burnunun ucundaki sevimsiz sivilceyi fark etti, telaşla fondöteni burnuna sürdü, hafifçe dağıttı, bugün patronuyla ilk genel toplantısını yapacaktı, zaten sivrice bir burnu vardı, bir de karizmayı çizecek başka ayrıntılara gerek yoktu.
Kahvaltı yerine koyu bir espressoyla yetinerek yola çıktı.
Öğrencilik yıllarından kalma bir alışkanlıktı bu. Eğitim için daha çocuk yaşta
yurtdışına gideli beri hep bir dönüş hayalindeydi. İşte bu toplantıda, bütün
gözler üzerinde, patronun yeni yardımcısı, kesinlikle bir bomba etkisi yaratmalıydı.
Günlerdir hazırlık yapıyor, tüm dosyaları inceliyor, konulara var gücüyle vakıf
olmak istiyordu.
Günaydınlarla içeri girdi, patronu kapıda göründü, sıcak bir
selamlaşma, odaya geçildi. Odanın şıklığı ona doğru yerde olduğunu söylüyordu.
Patronu kısa bir açılış konuşması, hedefler derken, , sıra önerilere geldi. İşte
hamlenin tam sırasıydı. Ofisin genel giderleri arasında bazı kalemler dikkatini
çekmişti. Belli ki gözden kaçmıştı. Bunların azaltılmasıyla kar marjının
artacağını ifade ederek bir bir açıklamaya başlamıştı ki, patronu bir el
hareketiyle susturdu, bir yandan sancılanmış gibi kıvrılıyordu
Kim verdi sana bu bilgileri
Dökümanlara girdim, hepsini tek tek araştırdım
Bir daha burnunu her işe sokma
Eli burnuna gitti o an. Kahveye mi sokmuştu burnunu yoksa? Eliyle
kahveyi iteledi, burnunu silmeye çalıştı önündeki peçeteyle.
Patronuysa burnundan soluyordu
Bu masraflar benim bileceğim iş, sen önüne gelen işle
ilgilen dedi
Hiç de düşündüğü gibi geçmemişti ilk toplantısı, oysa kendinden
emindi, yenilikler getirecekti.
Akşam eve dönünce durumu annesine anlattı, geçen yılların
tortusu kırık Türkçesiyle
Patron burnunu karıştırma dedi anne
Aman oğlum çocuk musun sen, ne var herkesin içinde burnunu
karıştıracak
Yok anne, karıştırmadım burnumu, burnumun büyüklüğüne laf etti
Ayol ne var bunda, dedene
çekmişsin, herkes el pençe aman Sadi bey derdi önünde. Sen yanlış
anlamışsındır. Burnunu sokma demiştir
Evet olabilir
İşime karışma demiş sana
Nerden bileyim, sizin de burnunuz büyümüş dedim ona
Neden öyle söyledin
Burnuma laf atınca kıyas yaptım, öyle havayı yumuşatmak için
Ayıp olmuş ,başka anlamı var onun
Ayıp derken şey gibi mi
Yok, öyle değil, kendini beğenmişlere denir burnu büyümüş
Ooff ne bu herkes burunla bozmuş!
Sonra ne oldu?
Git ofisimden, burnun sürtülsün biraz dedi. Anne bu adam
deli, benim estetik olmamı istiyor ,net.
Varsın dedeme çekmiş kalayım
Çok eğlenceli güzel bir yazı olmuş...
YanıtlaSil