Burnumdan Geldi Valla - Işın Güner Tuzcular


-Geliyorum, bir saniye...

Mutfaktan ellerini kurulayarak telaşla çıktı, üstünde bir tayt, bluz, saçlar at kuyruğu, otuzlarında, enerjik görünümlü bir kadındı.

Kapıyı açtı. Üst kat komşusu Ayça, saçlarında bigudiler, üzerinde bir ev elbisesi, kedili pofuduk terlikler içeri girdi. Dağınık, telaşlı bir kadındı.  Çok meraklıydı, burnu da iyi koku alırdı hani yani. 




-Günaydın, seninki geç gitti bu sabah, arabayı da almadı, durağa yürüdü, hayırdır.

-Sorma fabrika üretime ara verdi, ücretsiz izne çıkarmış herkesi, idari personel dahil. Sabah evde kalacak diye ödüm koptu, her şeye burnunu sokuyor evde biliyorsun, bir rahatım huzurum kalmıyor.

-Sabah kahve keyfimiz olmayacak yani bir süre...

-Anamdan emdiğim süt burnumdan geliyor valla, huysuz bir de… Ne keyfi…

-Ya da sen bana gelirsin, annem çok lafımıza karışıyor ama

-Düşünürüz bir şey sıkma canını, sünnet düğününe giyecek elbise buldun mu?

Mutfakta  o burnu çenesine değen kadınla kahve içmenin de keyfimi olur, şu adam bir işe girse diyerek Kahveleri pişirip getirdi, televizyonda da kadın programını açtı. 

-Geçen yaz Nermin’in düğününe giydiğim elbise var ya, siyah klasik, onu giysem yine? Apartmana giydirme yapılacakmış yönetici daire başına Beş bin TL istiyor, şimdi yeni elbise alamam artık. 

-Necmi’de sinirlendi, yönetici bize de kağıt bırakmış. Bu ekonomik krizde masraf çıkarılır mı dedi.

-Burnu kaf dağında onların, anlamazlar bizim derdimizden. 

-Sorma, bir iş bulsam, annemin emekli maaşı yetmiyor hiçbir şeye. Ama kırk yaşında iş bulmak zor, hep gençleri alıyorlar işe. 

-Kriz kötü, kimse iş bulamıyor ki. Gençler de işsiz bak Nigâr hanımın oğlu mühendis çocuk, mezun olalı iki yıl oldu iş bulabildi mi?  Burnunu kırdı temizlik işçisi olmak için bile müracaat etti, çocukcağız, yine olmadı. 

- Gaye tutturdu apartman eski duruyormuş, ahşap giydirme yapmak gerekmiş. Apartmanda da onların aile çoğunluk tabi. Dün bana uğradı, elinde bir sürü paket. Yine alışveriş yapmış. Burnu da iyice büyümüş, kahve yapayım dedim, Starbucks kahvesi dışında kahve içmiyormuş haspam öyle dedi..

-Biz de öyle yaşlı kocaya mı varsaydı. Bir eli yağda bir eli balda...

-Çekilmez ayol, tansiyonu, şekeri...bir de kızı, oğulları burunlarının dibinden ayrılmıyor,  bakıcı gibi almışlar kızı zaten. 

-Sinirlenince bastonuyla da kafasına kafasına vuruyor diyorlar, kibar beyefendi gibi duruyor ama annem bir ters haline rastlamış. Emekli Albay maaşı iyi ama çekilmez haklısın...

Kahvelerini içerken gözleri televizyona kaydı...

-Bak o pitbula hamile kediyi yediren çocukları yakalamışlar

-Eskiden çocuklar kedilerin kuyruğuna teneke falan bağlardı, Pitbula yedirmek ne demek?

Bir yudum daha içtiler kahvelerinden, fal bakmak için kapattılar. 

-Anne, Berk çağırıyor, playstation oynayacağız, gidiyorum ben...

10 yaşlarında erkek çocuğu holde ayakkabılarını giyiyordu

-Dur bakalım, öncelikle cezalısın sen, ayrıca Berk ile o kanlı oyunları oynamayın yine... 

-Of... anne, babam playstation alsa evde oynayacağım ama yok. Üstelik o ezik öğretmen de çok abarttı...

-Öğretmene ezik denilmez! Sus bakayım, Berk’le sokağa çıkın, basket, futbol falan oynayın

-Playstation daha zevkli.

Oğlan kapıyı açmış çıkmıştı bile...

-Bu niye gitmedi okula? 

-Öğretmene hakaret etmiş. Büyüyünce ne olacaksın diye kompozisyon yazdırmış hoca, Oğulcan otopark mafyası olacağım yazmış. Öğretmen düşük not verince de “ezik, karga burun, sen hayatında o parayı kazan da göreyim demiş. Berk’te desteklemiş. Hep oyunlardan öğreniyorlar bunları...

Televizyonda o sırada realite programı başladı. İki kadın da ilgiyle ekrana bakmaya başladılar

-O genç adam öldürmüş yaşlı kadını belli, bileziğini almak içindir. Komşunun oğlu

-Bence torunun sevgilisi öldürdü, çocuk uyuşturucu kullanıyormuş. 

-Kız da öldürmüş olabilir, o da sağlam ayakkabı değil. Bir de ne o Satanist gibi hep siyah giyiyor. 

-Zamane kızları hepsi öyle... 

Realitiy programı bitince 

-Gidip eve giyineyim ben, Pazara çıkacağım, sen de gelsene

-Para istedim sabah bir elli lira verdi, ne alınır bununla Allah aşkına. Bir de su faturası yatacak, söylüyorum hallederiz diyor.  Bıktım valla...

Yukarıdan gelen bir çığlıkla irkildiler o anda, merdivenlerden ağır bir şeyin düşme sesini duydular. Tüm daireler kapılarını açmıştı. Yaşlı Albay aşağıda holde kanlar içinde yatıyordu. 

Gaye ağzı burnu kaymış, üstünde pijamalar yukarıdan bakıyordu...

-Düştü, engel olamadım dedi, zor duyulur bir sesle...

Tüm apartman bir ağızdan konuşuyordu.

-Polisi arayalım,

-Ambulas çağıralım

-Müge Anlı’nın programını mı arasak?

Yorumlar

  1. Çok güzel olmuş...Gaye nazara geldi orası kesin :)).. Fakat otopark mafyasının herkesten çok kazanması çok trajikomik ....

    YanıtlaSil
  2. Çok çok güzel. Bir apartmanda yaşanan olağan haller, burun her yerde, her zamanda. Otopark mafyacısı ezik öğretmen, kanlı Albay, gelecek için ç açıcı değil. Fakat kaygıların ötesinde gülümsemekten de geri kalınmıyor. Emeğine sağlık Işın’cım🥰😘

    YanıtlaSil

Yorum Gönder