Merhaba küçük Nesli. Nasılsın, beni soracak olursan hep iyi olmaya çalışıyorum, eh zaman zaman da başarıyorum sa da senin o güzel hayallerin gerçekleşmedi biliyorum. Dünya ne çok değişti , doğal hayat yok olurken toprak erozyonuyla birlikte tüm değerlerin de erozyona uğrayacağını düşünebilir miydin? Sen saatlerce sokakta saklambaç, yakan top oynar, ip atlarken büyüdüğünde her yürek hoplayışlarıyla ayaklarının altından kayan ip gibi güzelliklerin de kayabileceğini nereden bilecektin ki? Biliyor musun? Bugünlerde hep konuşulan bilinç altı temizliği var. Neymiş efendim çocuklukta yaşananlar kişiliği oluşturuyormuş, bilinçaltında bekleyen olumsuzlukları temizlersen ohhh pekala musmutlu olabilir mişsin? Böylece ben de bir deneyeyim diye seni düşünmeye başladım, aklımda kalanları, kara kuru bir kızken olduğun zamanları yazayım da bir güzel yüzleşelim, sen de kurtul ben de bilinç altından üstüne çıkayım bir güzel, olmasa da seninle konuşmak güzel olacak. Her çocuk gibi saf ve masumdun, hatta daha fazlası bir saflıkta, bugünkü çocuklara hiç mi hiç benzemezdin. Bütün duygusallıklar, hayaller başkalarını düşünmeler sana kodlanmıştı sanki. Ailede en küçük olunca söz hakkı sana pek düşmedi, oldukça özgür bir ailede büyümene rağmen, kurallar dünyasının baskısı altında ezildin. Gücü sana yetiyordu her şeyin, herkesin. Zayıflıktan değil de kimseleri üzmemek içindi en çok da. Bu değişmeyen yazgın oldu.d Büyüyünce de bu davranışı hiç yadırgamaman ilk okulda “para vereceksin” diye seni tehdit eden çocuktan korkman, haksızlıklarda karşı çıkmayıp, kendi kendine küsüp ses çıkarmayışın yüzünden. İntikam mıydı suskunluğun yoksa kalbinin kırıklığına söz geçiremeyişin miydi? İtiraflar olmalı ki geçmişin izleri azalsın, yoksa tersi mi oluyor hatırladıkça izler çoğalıyor sanki diye korkuya mı kapılmalıyım. Hatırladıkça su yüzüne çıkan pişmanlıkların anlamsızlığını kabul edip anlaşmalıyız artık. Güzellikler çoktu bügüne göre, cep telefonları yokken iletişimin en güzeliydi bakışlar, her şey daha özel ve anlamlıydı . Sevi rüzgarları daha güzel serinletiyordu ruhlarımızı, şimdiyse kavuran sıcak ve soğukluklar daha çok. Sen sokakta yakan top, saklambaç oynamayı çok seven, mahalledeki bütün çocukları toplayıp oyun kuran, küsleri barıştırmaya çalışan arkadaş canlısı bir kızdın. Fakat yakınlarının en küçük bir sözüyle yıkılan melankoliye giren de sendin. Hak etmediğini düşünüyordun, sana ağır gelendi bu. Hassas olman senin hep hüzünlü yaşamana neden oldu. Romantik hüzünlü halini değiştirmek istesen de beceremedin ne yazık ki. Hayallerinin ulaşılmazlığını, insanların iç yüzlerini, iyi derken kötü, kötü derken iyi ve acılı olduklarını anladığım, senden çok uzak zamanlarda olduğum bu yıllarda ne tuhaf ki ömrüm giderek azalırken sana daha çok yaklaşıyorum. Senin o saf ve temiz dünyanı özlemem, yaşadığım hayal kırıklıklarından yaralarımı sardığım kabuğum içindeki sessizliğimin yalnız bana kalan güzelliğisin. Beni anlamayacaksın biliyorum, değişen dünyaya ayak uyduramamanın ıstırabı bir yandan da çağın gelişimine tutunabilmenin boş gururu ile anlatacaklarım çok da önemli olamayacak. Yitirdiğim her umuda daha sıkı sarılmak yaşamın bir ironisi adeta. Hatırlar mısın küçücük kitapçı camekanlarından kitaplara baktığın günleri, hepsini almak isterken alamamanın üzüntüsüne rağmen her yeni gelen kitabı görmenin neşesini. Kedin Pamuk’un kafanın üstünde yatmasıyla, mır mır mırlarıyla en güzel müziği dinlediğini. Küçüğüm, güzel günlerin güzel duygularıyla kal. Hayata büyük bir merakla açılmış gözlerini anlayışla kapat artık. Seni bugünümden daha çok sevdiğimi özlediğimi bilmelisin. Hep daha iyi olmak adına daha mutsuz olmanın ağırlığını atmak bu günkü ben’i de sevmeye çalışmak , yaklaşan sona doğru sana daha çok sarılmak, yapamadıklarımı yapabilmek için şans, yapabildiklerimle mutlu olabilmek, sevdiklerimle birlikte akışta huzurda olmak bugünkü dileğim. Seni kucaklıyor bende bıraktığın bütün güzellikler için teşekkür ediyorum. Bugünkü benden mutlu olman, sevinçli coşkulu olman için çabam hep olacak, merak etme. Sana sevgiyle sarılıyor, babamın hep yaptığı gibi benli yanağından öpüyorum. Neslihan Üstündağ
Merhaba küçük Nesli. Nasılsın, beni soracak olursan hep iyi olmaya çalışıyorum, eh zaman zaman da başarıyorum sa da senin o güzel hayallerin gerçekleşmedi biliyorum. Dünya ne çok değişti , doğal hayat yok olurken toprak erozyonuyla birlikte tüm değerlerin de erozyona uğrayacağını düşünebilir miydin? Sen saatlerce sokakta saklambaç, yakan top oynar, ip atlarken büyüdüğünde her yürek hoplayışlarıyla ayaklarının altından kayan ip gibi güzelliklerin de kayabileceğini nereden bilecektin ki? Biliyor musun? Bugünlerde hep konuşulan bilinç altı temizliği var. Neymiş efendim çocuklukta yaşananlar kişiliği oluşturuyormuş, bilinçaltında bekleyen olumsuzlukları temizlersen ohhh pekala musmutlu olabilir mişsin? Böylece ben de bir deneyeyim diye seni düşünmeye başladım, aklımda kalanları, kara kuru bir kızken olduğun zamanları yazayım da bir güzel yüzleşelim, sen de kurtul ben de bilinç altından üstüne çıkayım bir güzel, olmasa da seninle konuşmak güzel olacak. Her çocuk gibi saf ve masumdun, hatta daha fazlası bir saflıkta, bugünkü çocuklara hiç mi hiç benzemezdin. Bütün duygusallıklar, hayaller başkalarını düşünmeler sana kodlanmıştı sanki. Ailede en küçük olunca söz hakkı sana pek düşmedi, oldukça özgür bir ailede büyümene rağmen, kurallar dünyasının baskısı altında ezildin. Gücü sana yetiyordu her şeyin, herkesin. Zayıflıktan değil de kimseleri üzmemek içindi en çok da. Bu değişmeyen yazgın oldu.d Büyüyünce de bu davranışı hiç yadırgamaman ilk okulda “para vereceksin” diye seni tehdit eden çocuktan korkman, haksızlıklarda karşı çıkmayıp, kendi kendine küsüp ses çıkarmayışın yüzünden. İntikam mıydı suskunluğun yoksa kalbinin kırıklığına söz geçiremeyişin miydi? İtiraflar olmalı ki geçmişin izleri azalsın, yoksa tersi mi oluyor hatırladıkça izler çoğalıyor sanki diye korkuya mı kapılmalıyım. Hatırladıkça su yüzüne çıkan pişmanlıkların anlamsızlığını kabul edip anlaşmalıyız artık. Güzellikler çoktu bügüne göre, cep telefonları yokken iletişimin en güzeliydi bakışlar, her şey daha özel ve anlamlıydı . Sevi rüzgarları daha güzel serinletiyordu ruhlarımızı, şimdiyse kavuran sıcak ve soğukluklar daha çok. Sen sokakta yakan top, saklambaç oynamayı çok seven, mahalledeki bütün çocukları toplayıp oyun kuran, küsleri barıştırmaya çalışan arkadaş canlısı bir kızdın. Fakat yakınlarının en küçük bir sözüyle yıkılan melankoliye giren de sendin. Hak etmediğini düşünüyordun, sana ağır gelendi bu. Hassas olman senin hep hüzünlü yaşamana neden oldu. Romantik hüzünlü halini değiştirmek istesen de beceremedin ne yazık ki. Hayallerinin ulaşılmazlığını, insanların iç yüzlerini, iyi derken kötü, kötü derken iyi ve acılı olduklarını anladığım, senden çok uzak zamanlarda olduğum bu yıllarda ne tuhaf ki ömrüm giderek azalırken sana daha çok yaklaşıyorum. Senin o saf ve temiz dünyanı özlemem, yaşadığım hayal kırıklıklarından yaralarımı sardığım kabuğum içindeki sessizliğimin yalnız bana kalan güzelliğisin. Beni anlamayacaksın biliyorum, değişen dünyaya ayak uyduramamanın ıstırabı bir yandan da çağın gelişimine tutunabilmenin boş gururu ile anlatacaklarım çok da önemli olamayacak. Yitirdiğim her umuda daha sıkı sarılmak yaşamın bir ironisi adeta. Hatırlar mısın küçücük kitapçı camekanlarından kitaplara baktığın günleri, hepsini almak isterken alamamanın üzüntüsüne rağmen her yeni gelen kitabı görmenin neşesini. Kedin Pamuk’un kafanın üstünde yatmasıyla, mır mır mırlarıyla en güzel müziği dinlediğini. Küçüğüm, güzel günlerin güzel duygularıyla kal. Hayata büyük bir merakla açılmış gözlerini anlayışla kapat artık. Seni bugünümden daha çok sevdiğimi özlediğimi bilmelisin. Hep daha iyi olmak adına daha mutsuz olmanın ağırlığını atmak bu günkü ben’i de sevmeye çalışmak , yaklaşan sona doğru sana daha çok sarılmak, yapamadıklarımı yapabilmek için şans, yapabildiklerimle mutlu olabilmek, sevdiklerimle birlikte akışta huzurda olmak bugünkü dileğim. Seni kucaklıyor bende bıraktığın bütün güzellikler için teşekkür ediyorum. Bugünkü benden mutlu olman, sevinçli coşkulu olman için çabam hep olacak, merak etme. Sana sevgiyle sarılıyor, babamın hep yaptığı gibi benli yanağından öpüyorum. Neslihan Üstündağ
Yorumlar
Ellerine sağlık...Dokunaklı bir mektup olmuş...
YanıtlaSil