Hava sıcak mı sıcak. Arada esen hafif bir rüzgar da olmasa cehenneme hoş geldiniz pankartlarını arıyor olacaktı. Rüzgar bir nebze kıpırdatıyordu yaprakları. Halbuki daha birkaç gün önce genç fidanlar toprağa değdi değecek secde halindeydi.
Meltemle birlikte sarmaşığın yaprağı şeftali dalına değdi. Öğle uykusuna dalmış olan şeftali ürperdi. Beni uyandıran nedir diye uç yapraklarını sağa sola devirdi. Yaprak üzerine üfleyen meltemle gıdıklandı, kıkırdadı. Şeftali ağacı : '' Bak sen şu yeni yetmeye oynaşacak yer arıyor'' diye içinden geçirirken '' Off bu sıcakta beni kim uyandırdı? Cehennem zulmü gibi bir sıcak'' dedi. İnsanlar karşıki balkonda konuşurken duymuştu bu tabiri . Cehennem dedikleri bu muydu?
'' Ne yaprağımın nefes almaya mecali var, ne köklerime su yetiyor'' En yakınındaki duvar sarmaşığına seslendi '' Sen mi dürttün beni alaca sarmaşık? ''
Sarmaşık hem dolaşık hem sırnaşık '' Sorma'' dedi '' Bu sıcakta herkes baygın. Canım da çok sıkıldı. Hem meltem çıktı. Yapraklarımın hışırtısını duyuyor musun? Ne bileyim sevinirsin zannettim. Üstelik sen şanslı sayılırsın. Bir tarafında tutunduğum şu yüksek duvar, diğer tarafında boyu duvarı aşmış yaban inciri. Karşında dalları göğe uzanmış kiraz ağacı.''
'' İyi mi kötü mü bunca sıkışıklık'' dedi şeftali. '' Birbirimize bu kadar yakın olmak. İki senedir hastalığımız bitmedi. Yapraklarım gene kıvır kıvır olmuşlar. Zeytinin diğer yanındaki kardeşim de benimle aynı durumda. Kaç senedir bir tane bile sağlıklı meyve veremedim. Korkarım keserler beni, seneyi görür müyüm bilmem. ''
''Hiç endişelenme Şeftali ağacı bu evin sahibi kuru otu yolmaz seni mi kesecek? Balkonun altındaki kurumuş ağaççık bir senedir sökülmeden hikayenin içinde yaşıyor. Sen yeter ki köklerini sağlam tut.''
'' Oofff ne vıdı vıdı yaptınız?'' diye gerindi Zeytin ağacı. '' Ne çok uyumuşum dallarım büzüşmüş az öteye çekilin gerinmeye yerim yok. Hala akşam olmadı mı?. Sıcaktan karıncalar bile yuvalarından çıkmamış anlaşılan. Bildim bileli ıssızdır buralar . İnsan az, ağaçlar evleri aşmış, hep börtü böcek. Yıldım dallarıma çıkan salyangozlardan. Gene yapış yapış gövdem. '' diye her şeye kızgın uyandı Zeytin.
Şeftali '' Sen kaç yaşındasın zeytin ağacı?'' diye selamsız sabahsız lafa atladı. Zeytin artık ayılmış ''Sarmaşık ile beni aynı zamanda diktiler bu bahçeye . Ondan önce de çiftlikte birkaç sene geçirmişimdir.20 yaşında olmalıyım.'' dedi. Hesap kitap yapabilmek sesine güven yüklemişti.
'' Bahçe duvarındaki mazılar kadar uzunsun ama bir zeytin ağacı için çok gençsin. Buna rağmen kibirli mi geliyor sesin? '' diye mırıldandı sarmaşık. O anda esen rüzgar sarmaşığın sesini alıp hışırtıların arasına sıkıştırdı. Zeytinin kulağına yalnızca Mazı lafı erişti.
'' Ben bu bahçede en çok şu mazılara konup kalkan saksağanları seviyorum '' dedi Zeytin. ''Hep resmi bir davete gider gibiler. Ama daldaki kirazları yiyen minik kuşları da sevmiyor değilim. Serçeler, bülbüller, kırmızı gagalı kara tavuklar, bir de elektrik tellerine konup birbirlerine kur yapan kumrular. Kanatlanıp uçan tüm kuşları seviyorum sanırım. Bizim çıkamadığımız şu bahçelerden özgürlüğe uçuyorlar. Sonra gördüklerini dönüp bize anlatmaları ne kadar hoş bir davranış. Sabahları bülbül sesleri güneşi çağırırken ben güneşten önce uyanıp konserlerini dinliyorum. Yoksa çevremizde hep aynı şeyler oluyor. Ama geçen gün bahçeye farklı bir kuş geldi. Kumrulara tarif ettim bilemediler. Gün görmüş saksağanlar hemen anladı tarifimden. Başında hotozu olan o kuş İbibikmiş. İbibik kuşları hava soğurken Afrika diye bir yere gidermiş. Nerde o bahçe dedim. Saksağanlar o bed sesleriyle uzun uzun güldü. Bahçe değil kıtaymış milyonlarca bahçeyi içine alırmış. Çok çok uzakmış. Saksağanlar anlattı hep bunları. Kuşun kendisine de sorabilirdim eğer şu Badem dedikleri köpek havlayıp kaçırmasaydı. Zaten sabahları gelip gövdeme işemesine sinir oluyorum. Sıcaktan onun bile sesi soluğu çıkmıyor. Akşam kocaman bir Tıstıs böceğinin peşinden koşuyordu oysa. Yakalayıp yiyiyor sonra karnı ağrıyor. Ahmak şey. Ortalık ne kadar sessizleşti. Aaaaa uyumuş ya bunların hepsi. Ben de biraz daha kestireyim bahçe sulanırken cümleten uyanırız nasıl olsa.'' dedi.
Bahçede avare bir kelebek yer minesinin gölgesine sızdı.....
Ellerine sağlık çok keyifli okunan bir hikaye olmuş...
YanıtlaSil