Falcı -Füsun Günaydın

 



Kuzguni siyah saçlı derinden bakan kapkara gözleri vardı gittiğimiz falcının… Eğlence olsun diye fal baktırmayı seven insanlardanım… Bu nedenle pek çok sefer falcıya gitmişliğim vardır… Ama bu kez nedense biraz daha heyecanlıydım… Belki de bu falcı hakkında çok şey duymuş olduğumdandı bu heyecanım.

Buraya gelen arkadaşım, falcının gözlerini önce kendisine sonra tarot kağıtlarına çevirdikten sonra söylediklerini şöyle anlatıyordu: ‘’ Sen’’ demişti falcı ‘’Sen bir kilisede evleneceksin… Çanlar çalıyor onları duyuyorum. Bütün ağırlığı ile çanları görüyorum’’. Arkadaşım çok şaşırmıştı… ‘’Ama benim babam hacı nasıl olabilir böyle bir şey… Kabul etmez ki’’… deyip, durmuştu.

Bu olaydan 1 hafta sonra Türkiye’ye görevli gelmiş genç ve yakışıklı bir İtalyan mühendisle tanıştı… Evet, evet… İlk önce elçilikte bir resmi nikah kıyıldı, arkasından tam da falcının söylediği gibi  İtalya’da kilise nikahı… Çanlar, çanlar…

Bütün bunlar benim falcıyı beklerken gereğinden fazla heyecanlanmama yol açıyordu. Ne dese gerçekleşecek gibi düşünüp, geriliyordum.

Sıra bana geldiğinde ‘’Buyurun’’ dedi… Sanki çok uzun zamandır tanışıyormuşuz, birbirimize yakın insanlarmışız gibi baktı gözlerime… Sonra gülümseyerek tarot kartlarına döndü…

‘’Bu hafta sonu kısa bir gezi – piknik türü bir şey yapacaksın’’…Gerçekten de bunu planlıyordum ‘’Evet, evet’’ dedim heyecanla…  Sakince devam etti...’’ Güzel bir hafta sonu olacak, ama döndüğünde çok sevdiğin birisi büyük bir aptallık yapacak keşke önüne geçebilsen… Ama ne yazık kimse önleyemez onu…’’ Sıkıntıyla yüzünü buruşturdu…’’Bu kadar aptallık olmaz…’’ dedi. ‘’Bu kadar aptallık olmaz…’’

Şaşırmıştım, kendi neşeli, gamsız arkadaşlarımı düşündüm. Kim bilir birisi küstüğü eski sevgilisi ile barışacaktı belki de… Doğrusu çok da ilgilenmedim, insan bile bile ne kadar aptallık edebilirdi ki…

O zamanlar aptallığın, kötülüğün, fesatlığın hatta iyiliğin bile sonu sınırı olmadığını bilmiyordum…   Hiç bir konuda sınır olmadığını sonradan yaşadıkça gördüm… Her neyse uzatmayalım, tam da falcının dediği gibi keyifli bir hafta sonu pikniği yaptık… Leziz yiyecekler, açık hava, koşuşmalar, gülüşmeler gırla gitmişti…

Ertesi gün işe başlamak üzere hazırlanırken telefon çaldı… O zamanlar cep telefonu değildi haberleşme için kullanılan, bildiğimiz ev telefonuydu çalan... Hafta sonunun dinçliği üzerimdeydi, neşeyle açtım:

 ’’Alo…’’

‘’Alo Esen…’’ Kuzenlerimden biriydi arayan. ‘’Esen’’ dedi ‘Ömer hafta sonu intihar etmiş…’’ Kulaklarıma inanamadım… ’’Nerede şimdi? Hangi hastanede? Uyuyor mu? Konuşabilir miyim?…’’

‘’Ne yazık ki intiharı başarılı olmuş’’ dedi ses…’’Onu kaybettik’’…

Yıldırımla vurulmuş gibi oldum… Bulunduğum yere düşer gibi oturdum… Nasıl olmuştu… ‘’Neden’’ dedim… Sanki nedeni olurmuş gibi böyle şeylerin…

Aklıma geldi tarot kağıtları… Siyah gözlü, derin bakışlı falcı ‘’Birisi’’ demişti ‘’Birisi çok büyük bir aptallık yapacak’’ Doğru çıkmıştı söyledikleri… Ne olabilirdi sorun… Neydi ölümden ağır gelen üzüntü… Olur muydu böyle bir şey? Olmazdı elbet… Ve ilk kez böyle öğrendim insanın aptallığının, kırılganlığının sınırsızlığını…

 

 

Yorumlar

  1. Çıkarılacak sonuç; Falcının adını hemen veriyorsun!! 😂 Şaka şaka . Yüreği güzel, kelamı anlamlı Canım arkadaşım ❤️👍

    YanıtlaSil

Yorum Gönder