Not : Bir öykü yazmaya gör, bir sözcük seni elinden tutar hiç bilmediğin yerlere götürür. Öyküm için bir görsel arayışındayken sözü geçen yokuşun adını, bir zamanlar yanı başında kurulmuş görkemli bir fabrikadan aldığını öğrendim. ‘Rabak Sokağı’ levhası sokağın başında halen durmakta ama fabrikasından eser yok. Uzun yıllar ülkemin aluminyum, bakır, tel ihtiyacını karşılayan bu tesisin 800 işçisinin ayakları evine ekmek götürmenin tatlı yorgunluğu, üretime sağladıkları dev katkının azmi ve sevinciyle bu yokuşu aşındırmış, kaldırım taşlarının hatırındadır belki. Yerine tahmin edeceğiniz gibi ev, ofis ,eğlence adı altında beton tüketim blokları konumlandırılmış
Yokuş
Annem kızıyor ;
Dersi dinleyeceğine neler yapmışsın sınıfta. Hocan senden
şikayetçiymiş!
Aman anne, alt tarafı küçük bir oyun işte, hem dersi de
aksatmadım.
Bütün sınıfa oyunu oynatmışsın, elebaşı senmişsin.
Abartıyor anne
Ver o kağıtları şimdi, ne yazıyorsa aklı başından gitmiş
hocanın
Annem kağıtları eline alıyor. Yelpaze gibi katlanmış bir sayfanın
ilk katını açıyor
Birinci soru : kim...Altına biri yazmış.
30'lu yaşlarında genç bir kadın yürüyordu. Bacakları uzun, saçları
sarı, beline kadar inmiş. Eteği poposunun tam altında.
Diğer katı açıyor annem, gözleri irileşmiş.
İkinci soru: nerede
Kadın bir yokuşun başına geliyor. Kâğıthane’de bir yokuş,
dimdik. Topuklu ayakkabıları ayağında, bir de aşağı inmeye çalışıyor.
Annem merakla katları açmaya devam ediyor.
Ne zaman
Hava soğuk ve yağışlı, hatta birkaç gün öncesinde kar
serpiştirdi. Bu topuklularla kesin bir yerini kıracak. Bu soğuk Mart sabahı
nerden çıkmış gelmiş, bacakları üşümüyor mu?
4. Katı usulca aralıyor parmakları.
Kiminle
Karşıda bir adam, yolun ortasında, ona bakmakta. Dayanamıyor
“Yardım edeyim, böyle inemezsiniz.” diyor. Kadın cevap vermiyor. Ya dil
bilmiyor ya da ineceğinden emin.
Son katı açıyor annem
Ne yaptı
Adam bir süre daha bakmaya devam ediyor, faydası
olmayacağını anlayınca, kollarını iki yana açıp, ordan uzaklaşmaya karar
veriyor. Arabasına binmek üzereyken kadının sesini duyuyor...
Annem merakla kaldırıyor başını, sonra ne olmuş dercesine bakıyor.
“Eeh" diyorum “Hoca tam o sırada kâğıdı elimden aldı.”
Yorumlar
Yorum Gönder