KUMAŞ
Kumaş kırış kırış olmuş. Vaktinde ütülense böyle
olmayacaktı. Bas bakalım buharı şimdi. alırken de kumaşını beğenmemiştim
gömleğin ama rengi pek güzeldi. Gün batımı gibi gurup rengi.
kumaşlar cinsine ve rengine göre
dizilirdi.Üst üste kumaş topları. En çok portakal ve pembe topların olduğu
raflar dikkatimi çekerdi. Bir de üstünde elimin kolayca kaydığı saten kumaşlar,
pürüzsüz ve yumuşak. Gerçi hiç saten bir kıyafetim olmadı ama gurup rengini çok
giydim. Şimdi sandığımı açsam yine o renk bir kaç metre kumaşım çıkar. Evet
sandıkları bekleyen kumaşlarım var hala. o kumaşlardan neler dikilebileceğini
hayal etmek, günlerce model kitaplarını karıştırmak küçük bir macera kadar zevk
verirdi. Burda model kitapları vardı içinde
yemek tarifleri ve el işleri de olan. Alman menşeyliydi. İlk kuşkonmazı da o
dergilerde görmüştüm. Her ay başka bir komşu alır birbirlerine ödünç
verirlerdi. Düğmeleri ve aksesuarları seçmek ise başka bir zevkti. Ben kumaş
parçaları ve düğme kutuları arasında büyüdüm. Babam şehrin en özel düğmecisiydi.
Düğmeler ,özellikle İtalya'dan, yurtdışından getirtilirdi. Babam özenle seçerdi
her bir modeli. Giyimine ise çok düşkündü.
Düşünceler nasıl uçuşuyor. Kırışık bir gömlekten dolana
dolana rahmetli babama kadar geldim.
Huzur içinde uyu janti adam!
Janti adam gelincikten bebek yapmayı öğretmişti ... Ruhu şaad olsun...
YanıtlaSil