mış mış de mış mış - Zeynep Pınarbaşı

 

Kıl çadırda

Seyrek nefeslerin arasında, tülbent altında beliren bir yüz

Derisinde küçük damlacıklar

Şıp şıp da şıp şıp  

Bembeyaz bir ten, kanı çekilmiş

Düşkün kadınlar ordusunun geride kalmış tek üyesi

Kıl çadırda

Baş köpeğin altına uzanmış, organik bir orgazm yaşatmak için bedenini sergilemiş

Hoş hoş da hoş hoş

Tüm dokunuşların sonunda yararsız bir refleks

Bir inmiş, bir kalkmış bir girmiş bir çıkmış

Pörsümüş, avuç içinde yok olmuş

Durgunluğun arasında kısalan soluk, derin iç çekişe bırakmış kendini

Elleri çalışmış beyaz kadının, kalçaları devinimde,

Dudakları şehvet ve hırsla emmiş tuzlu bedeni

Gırç gırç da gırç gırç

Avuçlarında pörsümüş bir et parçası

Bunun için mi terk ettim güçlü kadın ordumu, demiş adama haykırarak

Düşkün kadınların akıllısı sen çıktın, sen de beceriksiz çıktın diye bağırmış adam

Zilli bir kahkaha yükselmiş kıl çadırın içinden, obanın erkeklerinin kulaklarından geçmiş

Yaşlı kadınların pörsümüş tenlerinden süzülmüş

Kedilerin, köpeklerin, vahşi dişilerin, süt bebelerinin ruhlarına girmiş

Bir fısıltı uğultusu yükselmiş, dil cambazı arsız erkekler çadırın etrafında

Fıs fıs da fıs fıs

Baş köpek, oba başı, güçlü koruyucunun saltanatına zelzele vurmuş

Güm güm de güm güm

Tepinmiş kadın, inlemiş

Ay!

At şahlanmış, oba kıpırdanmış, dağlar taşlar, ağaçtaki yapraklar oynamış

Hışır hışır, tıkır tıkır  

Adam derinlere gömülmüş, kadavra cansızlığıyla uzanmış

Kan bulaşmış etrafa

Elinde obanın nişanesi balta, kesivermiş kadının başını

Atmış kıl çadırdan dışarı

Alkışlamış tüm oba

Şak şak da şak şak

En azgın dişiyi yeniden salıvermiş çadırın içine

Bir çıngıraklı kahkahada ondan yükselmiş

Ha ha ha  

Oba başı kıpkırmızı kesilmiş, nefesi boğazından aşağıya akmış

Obalılar tütsüler yakmış küskün nazarları kovalamış, azgın dişiyi parçalamış

İçi soğumamış baş köpeğin

Hav hav da hav hav  

Tüm erkeklerin organlarını kesip çakalların önüne atmış

Bütün oba sonsuz bir yokluğa mahkûm olmuş

Hayal kırıklığının eşiğinde

O gün tüm hissedenler kadın olmuş, muş muş ta muş muş

Zeynep Pınarbaşı